İş hayatını sarsan mobbing ve engelli fertler
Kurum İçi İletişimde Bir Risk Unsuru: MOBBİNG
“Eğitim sektöründe çalışan görme engelliler örneği
Mobbing, 1980’lerde iş yaşamı literatürüne giren ve çalışanlara yönelik sistematik, kasıtlı psikolojik baskı davranışlarını ifade eden önemli bir iş yeri sorunudur. Bu davranışlargenellikle bireyin iş ortamından uzaklaştırılması veya performansının zayıflatılması amacını taşır. Bireysel rekabet, yönetici-çalışan çatışmaları ve kötü kurum kültürü gibi nedenlerleortaya çıkar. Mobbing, çalışanların ruh sağlığını ve iş motivasyonunu olumsuz etkilerken, iş yerindeki verimliliği ve güven ortamını da zedeler. Dijitalleşme ve uzaktan çalışma,mobbingin çevrim içi ortamlarda da yaşanmasına neden olmaktadır.
Bu çalışmanın amacı, eğitim sektöründeki görme engelli bireylerin mobbing deneyimlerini ve bu süreçte kurum içi iletişimle ilişkili dinamikleri incelemektir. Görme engellilerin psikolojiktacizi nasıl yaşadığı ve algıladığı, araştırmanın temel odağını oluşturmaktadır. Eğitim Sektöründe Mobbingin YaygınlığıEğitim sektörü, özellikle kadın çalışanlara yönelik mobbing ve ayrımcılığın sık yaşandığı bir alan olarak öne çıkmaktadır. Türk Eğitim-Sen’in 2025 tarihli anketine göre, kadıneğitimcilerin %50,2’si sadece kadın oldukları için mobbinge uğradığını belirtmiş; %56,2’si sözlü, %20,5’i fiziksel şiddet yaşadığını ifade etmiştir. Ayrıca %40,8’i cinsiyetleri nedeniyleyönetici pozisyonlarına uygun görülmediklerini bildirmiştir. Benzer şekilde, Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu’nun çalışmasında da kadınların %70’i duygusal şiddete maruz kaldığını belirtmiştir. Mobbing Derneği verilerine göre ise eğitim, sağlık ve hizmet sektörlerinin ardından en çok mobbing şikâyeti alan üçüncü alandır. Bu durum, mobbingin eğitim kurumlarında yapısal bir sorun hâline geldiğini göstermektedir. Kadınlara yönelik sistematik mobbing, yalnızca bireysel hakları değil, aynı zamanda eğitim sisteminin genel işleyişini ve kalitesini de olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle daha kapsayıcı ve etkili politikalar geliştirilmesi gerekmektedir.
Eğitim Sektöründe Görme Engelliler İçin Mobbing
Yaygınlık ve Biçimleri Eğitim sektöründe görme engelli bireyler, mesleki yeterliliklerine rağmen önyargılara dayalı dışlama ve psikolojik baskılara maruz kalmaktadır. Bu durum kimi zaman dolaylı, kimi zaman ise sistematik bir mobbing sürecine dönüşmektedir. Görme engelli çalışanlar sıklıkla "yetersiz" algılanmakta, bilgiye erişim kısıtlamaları nedeniyle rutin görevlerden dışlanmakta, sınav görevleri verilmemekte veya toplantılarda söz hakkı tanınmamaktadır. Araştırmalar, engelli bireylerin maruz kaldığı mobbingin genellikle pasif nitelikte olduğunu; selam vermeme, ortak kararlara dahil etmeme, iş yükünü dengesiz dağıtma gibi davranışlarla uygulandığını ortaya koymaktadır. Bu durum, görme engellilerin mesleki gelişimini engellemekte ve istihdam sürekliliğini tehdit etmektedir.
Yeni Nesil Psikolojik Baskı Aracı Olarak Mobbing Günümüzde mobbing daha örtük, sistematik ve teknolojik yollarla uygulanmakta; bu nedenle “yeni nesil psikolojik baskı aracı” olarak tanımlanmaktadır. Dijitalleşme ile birlikte e-posta yoluyla dışlama, çevrim içi toplantılarda söz hakkı vermeme, teknik yardım sunmama gibi davranışlar yaygınlaşmıştır. Görme engellilerin dijital zorluklarının “yetersizlik” olarak algılanması ve bu algının mesleki dışlamaya dönüşmesi, yapısal sorunların bir göstergesidir. Görünüşte demokratik olan kurumlar içinde bile psikolojik şiddetin kurumsallaşmış biçimlerde sürdüğü görülmektedir.
Kurumsal Önlemler ve Mevzuat Desteği
Psikolojik tacizin (mobbing) önlenmesine yönelik olarak son yıllarda yasal ve kurumsal düzeyde önemli adımlar atılmıştır. 03 Mart 2025 tarihli 2025/3 sayılı CumhurbaşkanlığıGenelgesi, kamu kurumlarında farkındalık eğitimleri, etkili şikâyet mekanizmaları ve “Psikolojik Tacizle Mücadele Kurulu”nun yeniden yapılandırılması gibi somut önlemler içermektedir. Ancak Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) raporları, özellikle eğitim kurumlarında bu önlemlerin uygulamada yetersiz kaldığını ortaya koymaktadır. Okul ve üniversitelerde şikâyet mekanizmaları çoğunlukla işlevsiz kalmakta, yöneticilerin farkındalığı düşük olmakta ve çalışanlar yeterli destek alamamaktadır. Bu durum, yasal düzenlemelerin tek başına yeterli olmadığını; etkin bir uygulama için kurumsal irade, denetim mekanizmaları, personel eğitimi ve kurum içi kültürün dönüşümünün de gerekli olduğunu göstermektedir.
Görmezden Gelinmek Yetmezmiş Gibi: Eğitim Sektöründe Görme Engellilere Yönelik Sessiz Mobbing
Eğitim sektörü gibi toplumsal bilincin yüksek olması beklenen bir alanda bile görme engelliçalışanların maruz kaldığı psikolojik taciz (mobbing), düşündürücü boyutlara ulaşmışdurumda. Yakın zamanda yapılan nitel bir araştırma, bu bireylerin iş yerinde yaşadığı dışlanma, iletişim kopukluğu ve ayrımcılığa dair çarpıcı örneklerle dolu. Görüşmelere katılan görme engelli öğretmen ve idari personel, en çok toplantılarda yok sayılmak, söz hakkı verilmemek ve mesleki katkılarının küçümsenmesi gibi davranışlardan şikâyet ediyor. Bazı katılımcılar, bu görünmeyen baskıların zamanla özgüvenlerini zedelediğini ve “kendi varlığımı sorgular hale geldim” dediklerini belirtiyor.Bilgiye erişim, önemli bir başka sorun alanı. Görsel duyurular, erişilemeyen dijital belgeler ve ekran okuyucularla uyumsuz sistemler nedeniyle, çalışanlar toplantı saatlerini bile sonradan öğrenebiliyor. Bu eksiklikler, onları kurumsal süreçlerin dışında bırakıyor.
Mobbing, yalnızca bireylerin psikolojisini değil, motivasyonlarını ve mesleki itibarlarını da doğrudan etkiliyor.
“Ne yaparsam yapayım görünmüyorum” hissine kapılan katılımcılar, zamanla gönüllü çalışmalardan geri çekildiklerini, üretkenliklerinin düştüğünü ifade ediyor. Kurumsal destek mekanizmalarının da işlevsiz olduğu dikkat çekiyor. Engelli birimlerinin yalnızca kâğıt üzerinde var olduğu, şikâyetlerin yüzeysel karşılandığı ve özel çözümler üretilmediği dile getiriliyor. Eğitimlerde de engelli çalışanlara özel durumların yeterince ele alınmadığı, farkındalığın sadece “broşür seviyesinde” kaldığı belirtiliyor. Görme engelli çalışanların maruz kaldığı bu pasif mobbing biçimleri arasında görevdağılımında dışlanma, sorumluluk verilmemesi, dijital alanda yalnız bırakılma ve mesleki yeterliliğin sorgulanması yer alıyor. Bu durum, sadece bireysel hak ihlali değil, aynı zamanda kurum içi kültürün ayrımcı yapısını da gözler önüne seriyor. Çözüm olarak yalnızca fiziksel değil, iletişimsel erişilebilirliğin de sağlanmasını; yöneticiler ve personel için empati odaklı eğitimlerin verilmesini öneriyor. “Engellilik bir eksiklik değil, farklı bir deneyimdir” diyençalışanlar, aidiyet hissinin ancak anlayış ve eşitlikle mümkün olacağını vurguluyor. Görme engelli bireylerin iş yerinde yaşadığı görünmeyen baskılara ayna tutarken, aynı zamanda tüm kurumlara açık bir çağrı niteliği taşıyor: Erişilebilirlik yalnızca bir düzenleme değil, bir hakkın teslimidir.
Bulgular
Araştırma bulguları, eğitim sektöründe görev yapan görme engelli bireylerin ciddi düzeyde mobbinge maruz kaldığını ve bu durumun hem bireysel hem kurumsal düzeyde çok yönlü etkiler yarattığını göstermektedir. Tematik analiz sonucunda yedi ana tema ortaya çıkmıştır:
Dışlanma ve Sosyal İzolasyon: Katılımcılar, toplantılara çağrılmama, karar süreçlerine dahil edilmeme ve bilgi paylaşımından dışlanma gibi davranışlarla sosyal izolasyon yaşadıklarınıbelirtmiştir. Bu durum, örgütsel aidiyet duygusunu zedelemektedir.
Erişilebilirlik Sorunları ve Bilgiye Ulaşım Engelleri: Görsel odaklı iletişim yöntemleri ve dijital altyapının yetersizliği, görme engelli bireylerin kurumsal bilgilere erişiminiengellemektedir. Bu da onları pasif mobbingin hedefi haline getirmektedir.Yetkinliklerin Sorgulanması ve Mesleki İtibar Kaybı: Katılımcıların mesleki becerileri,engelleri nedeniyle sürekli sorgulanmakta ve potansiyelleri görmezden gelinmektedir. Bu durum, iş doyumunu ve motivasyonu olumsuz etkilemektedir.
Psikolojik Etkiler ve Tükenmişlik: Sürekli dışlanma ve değersizlik hissi, bireylerde stres, kaygı ve tükenmişliğe yol açmıştır. Alternatif iş olanaklarının sınırlı olması, bu süreci daha travmatik hâle getirmektedir.
Destek Mekanizmalarına Güvensizlik: Kurum içindeki engelli birimleri ve insan kaynakları yapılarının çoğunlukla sembolik kaldığı, somut çözüm üretmedikleri ifade edilmiştir. Bu daçalışanların başvuru yapma güvenini azaltmaktadır.
Farkındalık ve Eğitim Eksikliği: Mobbing farkındalığına yönelik verilen eğitimlerin yüzeyselolduğu ve engelli çalışanların özel durumlarının gündeme dahi gelmediği belirtilmiştir.Ayrımcılık ve Eşit Görev Dağılımı Sorunu: Katılımcılar, ya gereğinden az sorumlulukverildiğini ya da değersiz görülen işlere yönlendirildiklerini belirtmişlerdir. Bu, örtük birayrımcılık biçimi olarak tanımlanmaktadır.
Genel Değerlendirme
Mobbingin sadece bireysel bir sorun olmadığını; yapısal, yönetsel ve iletişimsel boyutları olan kurumsal bir problem olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle erişilebilirlik eksikliği, örgütseladaletin sağlanamaması ve yetersiz denetim mekanizmaları, mobbingi sürdüren temel aktörler olarak öne çıkmaktadır. Bu durum, yalnızca çalışanların psikolojik sağlığını değil,aynı zamanda kurumların verimliliğini ve çalışan bağlılığını da olumsuz etkilemektedir.Literatürle uyumlu olarak, mobbingin çalışan performansını düşürdüğü ve kurumdan ayrılmniyetini artırdığı gözlenmiştir.
Sonuç olarakki denilebilir, görme engelli bireylere yönelik mobbing, yalnızca bireysel bir mağduriyet değil; daha derin yapısal sorunların, eşitlikten uzak kurum kültürünün ve işlevsizdestek sistemlerinin bir sonucudur. Eğitim sektöründe çalışan görme engelli bireylerin iş yerinde karşılaştığı mobbing türlerinin, yalnızca bireysel davranışlardan değil; aynı zamanda erişim eksiklikleri, iletişim kopuklukları, önyargılı tutumlar ve duyarsız kurum kültürlerinden kaynaklandığını ortaya koymuştur. Görme engelli çalışanlar; bilgiye ulaşamama, karar süreçlerinden dışlanma ve yetkinliklerinin sürekli sorgulanması gibi uygulamalarla dolaylı mobbinge maruz kalmaktadır. Bu durum, psikolojik yıpranma, özgüven kaybı, stres ve tükenmişlik gibi etkiler yaratmakta; aynı zamanda kurumsal bağlılık ve verimliliği de olumsuz etkilemektedir. Kurum içinde var olan destek mekanizmalarının etkisizliği ise bu sorunları daha da derinleştirmektedir. Fizikselerişim kadar, iletişimsel ve sosyal erişim de eşit katılım için kritik öneme sahiptir.
Önerilerimiz
Araştırma bulgularına dayalı olarak şu yapısal ve uygulamaya dönük öneriler sunulmuştur: Erişilebilirlik: Bilgi paylaşımı, duyurular ve dijital platformlar, görme engelli çalışanlarınerişimine uygun şekilde düzenlenmelidir.
Eğitim Programları: Tüm personel için empati temelli ve engel türlerine özel farkındalık eğitimleri düzenlenmelidir.
Şikâyet Mekanizmaları: Tarafsız, güvenilir ve kolay erişilebilir yapılar kurulmalıdır.
Destek Sistemleri: Psikolojik danışmanlık ve mentorluk hizmetleri sunulmalı, engelli birimleri aktif rol almalıdır.
Görev Dağılımı: Ayrımcılığı önleyecek şekilde, yetkinliğe ve performansa dayalı olarak yapılmalıdır.
Politika ve Denetim: Kurumsal düzenlemeler, engelli çalışan haklarını açıkça güvence altına almalı; iç denetim sistemleri bu kapsama göre yeniden yapılandırılmalıdır.
Katılımcı Yaklaşım: Engelli çalışanlar, kurum politikalarının geliştirilme süreçlerine aktifşekilde dahil edilmelidir.
ANAHTAR KELİMELER: Mobbing,dijital mobbing, görme engelliler ve mobbing,eğitim sektöründe mobbing
28 Eylül 2025 02:00 |- gazete haberini okumak için .İş hayatını sarsan mobbing ve engelli fertler | Türkiye Gazetesi
Yüklenen dosyayı görüntülemek için tıklayınız.