Klinik Uzmanlıklar

Engelsiz Bir Eğitim Yılına Hep Birlikte Merhaba 2025-2026 Eğitim-Öğretim Yılına Dair Bir Yol Haritası

Engelsiz Bir Eğitim Yılına Hep Birlikte Merhaba

2025-2026 Eğitim-Öğretim Yılına Dair Kapsayıcı Bir Yol Haritası

Yeni bir eğitim-öğretim yılına daha umutla, heyecanla ve birlikte başlama kararlılığıyla adım atıyoruz. Her okul zili, her açılan kampüs kapısı; yalnızca derslerin değil, yeni başlangıçların, taze umutların ve başarı hikâyelerinin de habercisidir. Ancak bu hikâyelerin her birey için eşit fırsatlarla yazılabilmesi, eğitimin kapsayıcı, erişilebilir ve adil bir biçimde sunulmasıyla mümkündür.

Eğitim, yalnızca akademik bilgi aktarımı değil; aynı zamanda toplumsal eşitliğin, bireysel saygının ve insan haklarının somutlaştığı bir yaşam alanıdır. Gerçek anlamda kapsayıcı bir eğitim, her öğrencinin duyulduğu, görüldüğü, anlaşıldığı ve değer bulduğu bir ortam yaratabilmektir. Bu anlayış, yalnızca okul sıralarında değil; üniversite amfilerinde, laboratuvarlarda, kütüphanelerde ve kampüs yaşamının her alanında hayat bulmalıdır.

Engelli bireyler için eğitim süreci, çoğu zaman yalnızca bir akademik yolculuk değil; aynı zamanda sosyal farkındalıkla örülmüş bir mücadele, bir yeniden inşa sürecidir. Bu süreçte yalnızca fiziksel engeller değil, aynı zamanda duyarsızlık, önyargı ve bilinç eksikliği gibi görünmez bariyerler de aşılması gereken zorluklar olarak karşımıza çıkar. Bu engelleri kaldırmanın yolu ise sadece mevzuatlara sadık kalmakla değil; empati temelli bir bakış açısını içselleştirmekle mümkündür.

Eğitimde Kapsayıcılık: Tüm Kademeler İçin Ortak Sorumluluk

Engelli bireyler için eğitim süreci, çocukluk yıllarında başlayıp yükseköğretime kadar uzanan uzun soluklu bir yolculuktur. Bu süreç, yalnızca akademik başarıya değil; aynı zamanda toplumsal kabul, bağımsız yaşam becerileri ve bireysel güçlenmeye de odaklanmalıdır. Özellikle üniversite düzeyinde, kapsayıcı bir anlayışla yapılandırılmamış kampüs ortamları; engelli öğrencilerimizin eğitim hakkını dolaylı biçimde kısıtlayabilir, potansiyellerinin önüne görünmeyen engeller çıkarabilir.

Oysa üniversiteler; düşüncenin özgürleştiği, kimliklerin tanındığı, bireylerin sesini duyurabildiği en önemli kurumlardır. Engelli öğrencilerimizin yükseköğretimde görünür olması, yalnızca bir hak değil; aynı zamanda üniversitelerin toplumsal sorumluluklarının bir göstergesidir. Kampüslerde erişilebilirlik yalnızca rampalarla değil; akademik içeriklerin erişilebilir sunulmasıyla, danışmanlık hizmetlerinin farklı ihtiyaçlara duyarlı olmasıyla ve en önemlisi zihinsel sınırların aşılmasıyla tamamlanır.

Kıymetli Öğretmenlerimiz ve Akademisyenlerimiz,

Bir bireyin eğitim yolculuğunda en belirleyici etken, karşılaştığı rehberlerdir. Sizler, yalnızca bilgi aktaran değil; öğrencilerin özgüvenini inşa eden, farklılıklarını anlayan, onları toplumsal hayata hazırlayan öncülersiniz. Ortaöğretim düzeyindeki bir öğretmenin sabrı, dikkati ve kapsayıcı yaklaşımı ne kadar kıymetliyse; üniversitede bir akademisyenin duyarlılığı, bireysel farklılıklara saygısı ve erişilebilirliği önceleyen ders planlaması da bir o kadar dönüştürücüdür.

Engelli öğrencilerin bireysel öğrenme tarzlarını fark etmek, uygun öğrenme materyalleri sunmak, sınav ve değerlendirme süreçlerinde esneklik tanımak yalnızca pedagojik bir yaklaşım değil; aynı zamanda insan haklarına dayalı bir görevdir. Unutmayınız ki, sınıf ya da amfi ortamında bir öğrencinin kendini görünür ve güvende hissetmesi, öğrenmenin ilk adımıdır. Sizlerin her desteği, bir öğrencinin yalnızca mezun olmasına değil; aynı zamanda hayata katılmasına, kendini gerçekleştirmesine ve topluma katkı sunmasına vesile olabilir.

Saygıdeğer Velilerimiz,

Çocuğunuz ister ortaöğretim sıralarında olsun, ister üniversite kampüslerinde kendi yolunu çizmeye başlamış olsun; sizler, onun ilk destekçisi, en güçlü savunucusu ve en kıymetli yol arkadaşısınız. Gösterdiğiniz sabır, inanç ve azim; yalnızca bireysel bir eğitim yolculuğunu değil, aynı zamanda daha adil, daha kapsayıcı bir toplumun inşasını da etkiliyor.

Eğitim yolculuğu, engelli bireyler için zaman zaman yalnız, kimi zaman görünmeyen duvarlarla çevrili bir mücadeleye dönüşebiliyor. Ancak bu zorlu süreçte sizlerin sevgisi, kararlılığı ve vizyonu, o duvarları aşabilecek en güçlü anahtar oluyor. Çünkü aile desteği, yalnızca bir avantaj değil; çoğu zaman fark yaratan temel unsurdur. Çocuğunuz üniversiteye geldiğinde belki sizin rolünüz biçim değiştiriyor; ancak etkisi asla azalmıyor. Özellikle erişilebilirlik, barınma, ulaşım, akademik destek gibi konularda gözlemleriniz, talepleriniz ve önerileriniz, bizlere sistemin eksik yanlarını görmemiz ve daha iyi hâle getirmemiz için yol gösteriyor. Unutmayın ki sizlerin her adımı, yalnızca kendi çocuğunuz için değil; sizden sonra gelecek yüzlerce öğrenci için de bir kapı aralayabilir.

Okulda, rehberlik odasında, veli toplantılarında ya da bir danışmanlık görüşmesinde dile getirdiğiniz her ihtiyaç, her küçük gözlem; eğitimin daha duyarlı, daha erişilebilir, daha insani olmasına katkı sunuyor. Sizler olmadan bu yolculuk eksik kalır. Çünkü kapsayıcı eğitim yalnızca bir devlet politikası değil; aileyle, eğitimciyle, toplumla birlikte inşa edilen kolektif bir bilinçtir.

Lütfen unutmayın: Çocuğunuzun varlığı yalnızca sizin değil; tüm toplumun zenginliğidir. Onların eğitime tam, etkin ve eşit katılımı; bireysel bir hak olduğu kadar, hepimiz için toplumsal bir sorumluluktur. Siz bu sorumluluğun hakkını her gün yeniden veriyor; varlığınızla eğitime güç, çocuklarınıza ise umut oluyorsunuz. Sizlerin yanımızda olduğunu bilmek bizlere güç veriyor. Çünkü en büyük değişimler, çoğu zaman bir annenin, bir babanın yürekten gelen sessiz ama kararlı mücadelesiyle başlar.

Sevgili Öğrencilerimiz,

Sizler bu yolculuğun öznesi, eğitim sisteminin en değerli parçasısınız. Sadece akademik başarılarınızla değil; varlığınızla, duruşunuzla, talep ettiklerinizle ve vazgeçmediklerinizle hepimize ilham veriyorsunuz. Özellikle engelli öğrencilerimiz; sistemin dışlayıcı yönlerine rağmen gösterdiğiniz direnç, bizlere eğitimin yeniden nasıl kurgulanması gerektiğini açıkça göstermektedir.

Üniversiteye adım atan bir öğrenci olarak; kendinize ait bir alan kurma, kimliğinizi özgürce ifade etme ve tüm olanaklardan eşit şekilde yararlanma hakkınız vardır. Evet, bu yol bazen zorlu olabilir. Ancak şunu unutmayın: Sizin varlığınız, yalnızca kişisel bir başarı öyküsü değil; aynı zamanda bir toplumsal dönüşümün somut yansımasıdır.

Kendinize inanın, hakkınızı talep edin, soru sorun, öneride bulunun ve bilin ki bu sistem, sizin katkılarınızla daha adil bir hale gelecek.

Birlikte Daha Kapsayıcı Bir Geleceğe...

2025-2026 eğitim-öğretim yılı, yalnızca bir akademik takvimin başlangıcı değil; aynı zamanda insan onurunu merkeze alan, farkındalıkla yapılandırılmış ve hiçbir öğrenciyi geride bırakmayan bir eğitim sistemine doğru atılan yeni bir adımdır.

Kapsayıcı eğitim; sadece bir politika, bir mevzuat ya da iyi niyet temennisi değil; her gün sınıfta, amfide, kampüste, laboratuvarda ve koridorda yaşatılması gereken bir bilinçtir.

Gelin bu yılı; eşitliği sadece söylemde değil, pratikte yaşattığımız, fiziksel ve dijital tüm alanları erişilebilir kıldığımız, farklılıkları zenginlik olarak kabul ettiğimiz bir yıl haline getirelim. Çünkü engelsiz bir eğitim, sadece engelli bireylerin değil; tüm bireylerin potansiyeline ulaşabildiği bir sistemdir. Her öğrencinin kendini değerli, güvende ve özgür hissettiği bir eğitim yılı dileğiyle…

Engelsiz bir eğitime, hep birlikte, yürekten bir merhaba